İzmir’in Bornova ilçesinde Yeşilova Höyüğü’ne bağlı yürütülen Yassıtepe kazılarında 5 bin yıl öncesine ilişkin, pişmiş topraktan yapılmış kase bulundu.
İzmir Arkeoloji Müzesi’ne bu yıl gönderilen eserler ortasında yaklaşık 8 bin yıllık baltalar, 5 bin yıllık koku ve merhem kabı ile kemikten yapılmış iğneler de yer aldı.
Yeşilova Höyüğü’ne bağlı yürütülen Yassıtepe kazılarında da 5 bin yıllık, pişmiş topraktan yapılmış kaseye rastlandı.
“KÜÇÜKBAŞ HAYVANDAN YAPILMIŞ YEMEĞİ YİYEMEMİŞLER”
Yeşilova Höyüğü Hafriyat Lideri Doç. Dr. Zafer Derin, AA muhabirine, 2005 yılında başladıkları hafriyat çalışmalarında bugüne kadar binlerce yıllık birçok çanak ve çömlek bulduklarını söyledi.
Yassıtepe’de 5 bin yıl evvelki yerleşim yerinde hafriyat yaptıkları sırada değerli bir buluntuya rastladıklarını kaydeden Derin, şu bilgileri verdi:
“Olasılıkla bir kuzu, keçi üzere bir küçükbaş hayvandan yapılmış yemeği, felaket yahut diğer nedenle yiyemeden bıraktıklarını iddia ediyoruz. Kemiklerinin de yer aldığı artığı, bu kap içinde bulabiliyoruz. Esasen çeşitli bulgulardan da saptadığımız üzere hem hayvansal hem bitkisel besinlere mutfaklarında yer veriyorlardı lakin hayvansal besinleri, küçükbaş, büyükbaş hayvan üzere hayvanların etlerini de çok sevdiklerini ve yediklerini görebiliyoruz.”
Derin, kasenin, toprak altındaki korunaklı bir alanda bulunduğu için ziyan görmediğini tabir ederek, “İnsanlar afet anında bulundukları yeri terk edebiliyorlar. Tahminen de bu son yemekleri olmuş.” diye konuştu.
Zafer Derin, kalıntıların incelenerek 5 bin yıl evvelki besinler ve yemek kültürüyle ilgili yeni bilgilere ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.
DİĞER BULUNTULAR
Doç. Dr. Zafer Derin, 2022 kazılarında 19 gramlık bir taş buldukları bilgisini de verdi.
Daha evvel alanda ticari bir mühür ele geçirdiklerini hatırlatan Derin, “Hem kentleşme hem ticari olguyu yansıtan bulgulara sahibiz. Bulduğumuz bir taşın bilhassa hassas olan birtakım şeyleri, tahminen bronz, metal, altın, gümüş üzere şeyleri ölçtüğünü düşünüyoruz.” diye konuştu.
Derin, emsal taşların Beycesultan Höyüğü üzere hafriyat alanlarından da çıkarıldığını, bunun bölgede faal bir ticari hayata işaret ettiğini anlattı.
Kazılarda elde ettikleri öteki özel buluntuların da “güzelliğe ilişkin” olduğunu anlatan Derin, şöyle konuştu:
“Kadın her vakit hoşluğuna düşkün. Bu manada onlar için üretilmiş içine kokuların ya da çeşitli merhemlerin konulduğu özel kaplar bulduk. Yeniden elbiselerin desenlerini neredeyse kabın üzerine işleyerek özel kaplar yapmışlar. Bu her yerde rastlanan bir şey değil, çoğunlukla mezarlarına kadar götürüyorlar. Bizim burada çift kısımlı özel bir kap var. Kemikten iğneler var hatta tahminen saç tokası olarak kullandıkları iğneler. Bunları da küçükbaş hayvan kemiklerinden yapmışlar.”
Derin, bölgede irili ufaklı taş baltalara da rastladıklarını, bu baltaların deri kesmek, kasaplık faaliyetleri ya da ahşap oymacılığı üzere alanlarda kullanıldığını düşündüklerini belirtti.
Zafer Derin, Yeşilova Höyüğü ve etrafında hafriyat çalışmalarını sürdüreceklerini, alanın ören yeri statüsüne kavuşmasını istediklerini lisana getirerek, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Temel gayemiz bölgenin turizm merkezine dönüştürülmesi. Yeşilova Höyüğü tam olarak kamulaştırılamadı. Çalıştığımız arazi Çimentaş’ın, onların özel müsaadeleriyle hafriyat yapılıyor. Takas süreçleri de son kademeye geldi, tıkandı. Gerçekleşirse burayı ören yeri statüsüne kavuşturarak Efes, Agora üzere kente değerli bir kaynak kazandırılacağını düşünüyoruz.”