HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, 28 Şubat davasındaki şikâyetinden çekileceğini duyurdu.
Kaya, Gazete Duvar’da kaleme aldığı yazıda, “Hepimizin bildiği üzere yaşları yetmiş beş ila doksan bir ortasında değişen, hasta ve ağır hasta olan paşalar cezaevlerinde tutuluyor. Ben ve ailem, yüzlerce yurttaşımız üzere 28 Şubat davasına müdahil olmuştuk. 28 Şubat sürecini, gayretimizle ve bedelleriyle en derinden yaşayan bir aileyiz. Bugün 28 Şubat üzerinden kendine siyasi çıkar devşiren, yargı sopasını elinde tutan iktidar etraflarından kimsenin meydanlarda ödenen bedellerin yanından geçemeyeceğini kamuoyu takdir edecektir.” değerlendirmesini yaptı.
Kaya şunları kaydetti:
“Oğlum şu an yeniden cezaevinde. Cezaevlerinde, yüzlerce yaşlı ve ağır hasta var. 20-30 yıldır mahpusta olduğu halde infazı yakılan, tahliye edilmesi gerekiyorken edilmeyen yüzlerce insanımız var. Her ay tabutlar çıkmaya devam ediyor. Saymakla bitmeyecek kaç sorun, kriz ve kaç paklar var.
O devirleri çoğumuz hatırlıyoruz ve biliyoruz. Siyasete, medyaya, yargıya nasıl brifinglerle ayar verildiğini, ikna odalarından ülkeye form verildiğini, bizlere yaşatılanları bir an bile unutmadık, unutamayız da. Lakin kim olursa olsun hakkı hukuku adaleti istemek ve savunmak zorundayız. Hem de bunu birinci evvel ‘bizden olmayanlar’ için yapmalıyız. Her mahalle ‘ötekisi’ için, karşı mahalle için, yeri gelince dünün haksız-zalim olanı için de olsa, bugün hakkı müdafaa etmelidir. Karşı mahalleliye bu bahislerde müspet ayrımcı olmalıdır. Bilhassa kamplaşmanın, ayrışmanın iktidarın bir silahı olarak kullanıldığı şu günlerde kim olduğuna, partisinin ne olduğuna, bizimle ilgili ne düşündüğüne bakmadan hakkı söylemek durumundayız.
Maalesef ülkemizde pek çok davada olduğu gibi 28 Şubat davasında da adil bir yargılama olduğunu düşünmüyorum. Paşaların adil yargılanmadıkları ve siyasi hesaplarla tutuldukları ortada.
Siyasi çıkar ve yapay intikam tiyatrosuna dönüşen 28 Şubat davasındaki şikâyetimden / müdahilliğimden çekiliyorum.
Paşaların da, ağır hasta ve yaşlı tüm mahpusların da bir tabut daha çıkmadan çabucak bırakılmaları gerektiğini, aksi halde muhtemel ölümlerin cinayet olacağını bir sefer daha tabir etmek istiyorum.”