2022 yılı Ukrayna ve Rusya savaşı, enerji krizi, resesyon ihtimali, ekonomik belirsizlik nedeniyle hem küresel ekonomi için bir dönüm noktası hem de ekonomik krizin Türkiye’nin merkezine yerleştiği bir yıldı.
Ege İhracatçı Birlikleri olarak 2022 yılı için belirlediğimiz 18 milyar dolar ihracat hedefimize Temmuz ayında ulaştık.
Ancak 2022’nin ikinci yarısında ihracat artış hızımız düştü. Aylık bazda yüzde 29 artışlardan yüzde 7’lere geldik. Ekim ayında ihracat performansında 2021 yılı Ekim ayının gerisinde kaldık.
2022 yılı Ocak-Kasım döneminde ihracatımızı yüzde 12,7 yükselterek 16 milyar 631 milyon dolar rakamına ulaştık.
Son 1 yıllık dönemde de yüzde 13,6 ivmeyle 18 milyar 189 milyon dolarlık ihracatımız var.
Son bir yılda tarım ihracatımız yüzde 17 artışla 6,6 milyar dolar, sanayi ihracatımız yüzde 9 artışla 10,3 milyar dolar, madencilik sektörümüzün ihracatı ise yüzde 12 artışla 1,2 milyar dolar oldu.
Aralık ayı 24 günlük rakamlara göre performansımız geçen dönemle aynı 1 milyar 275 milyon dolarlık ihracatımız var.
Ocak-Kasım döneminde 218 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirdik. 137 pazara ihracatımızı artırdık.
Almanya yüzde 8 artışla 1,7 milyar dolar, ABD yüzde 14 artışla 1,3 milyar dolar, İtalya yüzde 4 artışla 960 milyon dolarla ihracatımızda ilk sıradaki ülkeler.
11 ayda Asya ve Okyanusya ülkelerine 1,1 milyar dolarlık ihracat yaptık.
Ticaret Bakanlığımızın da desteği ile “Uzak Ülkeler Stratejisi” doğrultusunda, özellikle dünyanın en büyük ithalatçısı ABD, Çin, Asya-Okyanusya ülkeleri, Afrika kıtası özelinde çalışmalarımız devam edecek.
Pandemi sonrası küresel ticarette bölgeselleşme ve yakın coğrafyadan tedarik dünya gündemindeki iki önemli başlık.
En önemli dış ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği ülkelerine 2022 yılı Ocak-Kasım döneminde yüzde 12 artışla 7 milyar 664 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Avrupa Kıtası ise ihracatımızdan toplamda yüzde 52 pay alıyor ve 8 milyar 783 milyon dolar ihracatımız var.
Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat kapsamında sürdürülebilirliğin çeşitli alanlarında hem kendi piyasasını hem de ticaret ortaklarını etkileyecek birçok eylemin hazırlığı içerisinde.
İhracatçılar için en önemli olanı Sınırda Karbon Vergisi (CBAM) düzenlemesi. Sektörlerimizin yeni düzenlemelerden en az şekilde etkilenmesi için birçok yatırımın hayata geçmesi gerekiyor.
Öncelikli olarak acil dönüşüme ihtiyacı olan karbon-yoğun sektörlerden başlayarak, AB ile ticaretimizde yüksek payı olan diğer sektörleri (tekstil gibi) desteklenmesi gerekiyor.
Bu süreçte, sadece AB stratejisinden derhal etkilenen sektörlere değil, gelecekte etkilenecek potansiyel sektörlerin de farkındalıklarının artırılması ve teknik kapasitelerinin geliştirilmesi elzem.
İzmir gıdadan sanayiye, yenilenebilir enerjiden dijitalleşme ve sürdürülebilir inovasyona kadar güçlü altyapısı olan firmalara sahip bir kent.
Yenilenebilir enerji kullanımının ve enerji verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılmasının temel önceliğimiz olması gerektiğini düşünüyorum.
Mevzuat ve stratejilerimizi kurgularken bu iki alana odaklanmak yerinde olacaktır.
Bu kapsamda, Birliklerimizin Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Ticaret Bakanlığına yaptığı öneri çerçevesinde, tüm firmalarımızın sürdürülebilirlik harcamalarına yönelik kapsamlı destek mekanizmalarının hayata geçirilmesi önem taşıyor.
Demir demirdışı metaller, konfeksiyon, tekstil ve tarım sektörlerimiz Sürdürülebilirlik UR-GE projeleriyle firmalara düşük karbonlu üretim modelini benimsemeleri ve geçiş sürecine hızlı bir şekilde ayak uydurmaları amacıyla destek veriyor.
İzmir, hem yenilenebilir enerji kaynaklarının hem de ana ve yan sanayide faaliyet gösteren şirketlerin kümelenmesiyle Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye geçişinde kilit bir rol oynuyor.
İzmir Kalkınma Ajansımızın İzmir’in yenilenebilir ve temiz enerjide özelinde proje ve teknoloji üssü olması yönünde çok ciddi çalışmaları var.
EİB bünyesinde kurmayı planladığımız Yenilenebilir Enerji Ekipmanları ve Hizmet İhracatçıları Birliği, Türkiye’ye yatırım yapmayı düşünen uluslararası sermaye için de referans noktası olacak.
Ülkemizin ilk Yenilenebilir Enerji Ekipman ve Hizmet İhracatçıları Birliği’nin kurulması için girişimlerimize devam ediyoruz.
Navlun krizi ve pandemi dolayısıyla yakaladığımız ihracat avantajını kur üzerindeki baskı ile kaybetsek de ülkemizin bu avantajının sürekli hale gelmesi için lojistik ve diğer alanlarda atması gereken adımlar var.
İzmir Kemalpaşa’da kurulması planlanan Lojistik Merkeziyle ilgili 3 STK ortak çalışıyoruz. Burası hızlı bir şekilde devreye girdiğinde İzmir lojistik üs haline gelecek.
En önemli avantajlarımızdan biri Türkiye’de organik üretim ve ihracat Ege İhracatçı Birlikleri öncülüğünde 32 yıl önce İzmir’den başladı.
Ülkemizin organik ürün ihracatının yüzde 75’ini gerçekleştiren Egeli ihracatçılar olarak gerek, akademinin gerek ulusal/uluslararası paydaşlarımızın işbirliğiyle hem İyi Tarım Uygulamaları hem organik üretim ile ilgili birçok projeye yatırım yapıyoruz.
Bölgemizde organik pamuk üretimi, better cotton, rejeneratif pamuk gibi sürdürülebilir pamuk üretimi yoğun bir şekilde yapılıyor.
“GMO FREE Turkish Cotton” Türk tekstil sektörüne ayrıcalıklı bir marka yaratarak Türk pamuk üretimine dünyada önemli bir statü sağladı.
Hem çevrimiçi hem de çevrimdışı birçok satıcı, çok kanallı stratejilere yatırım yapıyor.
2021’de, son 12 ayda online olarak en az bir satın alma işlemi gerçekleştiren tüketicilerin yüzdesi, ABD’de nüfusun %74’üne, Birleşik Krallık’ta %81’e ve Çin’de %69’a yükseldi.
Geçen sene çalışmalarına başladığımız Egeli ihracatçıların dijital pazaryeri “eib.li”portalının çalışmalarını bitirip, küresel yeni bir online ticaret kanalı haline getirmeyi planlıyoruz.
Yakında Metaverse altyapısında da yeni projelerimiz olacak.
Çin ile ilgili bir e-ticaret platformu için çalışmalarımız son safhaya geldi.
Pandemi ve savaş nedeniyle enerji maliyetlerindeki artış, parite kaybı, finansmana erişimde sorun yaşayan ihracatçılar olarak Türkiye’deki ekonomik kriz ile birlikte maliyet hesabı yaptığımızda sipariş alamaz noktaya geldik.
Enflasyon, faiz, kur baskısı, ücret artışı sarmalına yol açan yanlış mali politikaların 2023’de sonuçlarının ağır olacağı kesin.
Yatırım güven ortamında öngörülebilir bir ortamda olur. 2024’e kadar iyimser bir tablo çizmek çok zor.
Devletin tüm kesimleri koruyacak adımları ivedilikle atmasını istiyoruz.
Mevcut kur-faiz politikası birçok sektörün ihracatta rekabetçiliğini olumsuz etkiler konuma geldi.
Bu ortam değişmezse 2023 yılında ihracat rakamlarında mevcudu korumak bile başarı olacak. İhracat rakamlarında gerilemenin yaşanmasını kaçınılmaz olarak değerlendiriyoruz.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı