Kıbrıs’ın güç planları ile önümüzdeki yıllarda Avrupa’ya gaz tedarik eden ülkelerden biri olma maksadı, Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde yeni bir doğalgaz rezervinin keşfi ile yeni bir ivme kazanıyor. Kıbrıs Haber Ajansı’nın haberine nazaran, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Bölgesinde’ki (MEB) altıncı blokta yer alan Zeus-1 kuyusunda birinci varsayımlara nazaran toplam 2 ila 3 trilyon küp fit (Tcf) ortasında doğalgaz keşfedildi.
Kıbrıs Güç, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından açıklandığı üzere, keşif sondajı çalışmaları Eni Cyprus Limited (Operatör) ve TotalEnergies EP Cyprus B.V. konsorsiyumu tarafından başarılı ve inançlı bir formda tamamlandı. Açıklamada, “Sondaj gemisi ‘Tungsten Explorer’ tarafından Kıbrıs kıyılarının 162 kilometre açığında, ‘Cronos-1’ kuyusunun 5 kilometre batısında ve 2.300 metre su derinliğinde gerçekleştirilen sondaj, ön iddialara nazaran toplam 2 ila 3 trilyon küp fit (Tcf) ortasında değişen ölçülerde 105 metrelik pak doğal gaz sütununun varlığını ortaya koymuştur” denildi.
Türkiye’ye karşı teyakkuz
Yeni keşif öncesinde Kıbrıs Güç Bakanı, adanın doğalgaz potansiyeli hakkında açıklamalarda bulunmuştu. Kelam konusu açıklamasında Kıbrıs Güç Bakanı Natasha Pileidou, Türkiye’ye yönelik iletiler vermişti. Pileidou, “Türkiye’nin yasadışı aksiyonlarına karşı her vakit teyakkuz halindeyiz. Dışişleri Bakanlığımızla da uyum halindeyiz ve Türkiye’nin düşmanca bir hareketi olması halinde tüm önlemlerin alınması için Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve tüm paydaşlarla gerekli tüm önlemleri alıyoruz” demişti.
Pileidou, ayrıyeten ‘Kıbrıs sorununa’ ait şu tabirleri kullanmıştı: “Kuşkusuz Kıbrıs meselesinin tahlili, hem bölge ülkeleri ortasındaki alakaların olağanlaşmasına hem de bölgede var olan problemlerin çözülmesine yardımcı olacaktır. Lakin Kıbrıs MEB’inde faaliyet gösteren şirketlerle var olan mukaveleler, jeopolitik sıkıntıyla hiçbir ilgisi olmayan ticari kontratlardır. Jeopolitik mevzu, Kıbrıs Cumhuriyeti ile Kıbrıs Türk toplumu ortasında doğal gazın paylaşımı ile ilgilidir. Zira gelirlerin bir kısmı katiyen Kıbrıslı Türklere aittir ve biz bu sistemin, bir tahlil temelinde ve gaz da dahil olmak üzere çeşitli mevzularda bugüne kadar yapılan görüşmeler ve birçok istişare temelinde çalışması gerektiğine inanıyoruz.”