Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük sarsıntıda, kent genelinde 2 bin 500 bina yıkıldı, 10 binin üzerinde bina ağır hasar aldı, 12 binden fazla kişi de ömrünü yitirdi. Hasar tespit çalışmalarında ise 2 bin 412 bina için ‘acil yıkım’ kararı verildi. Onikişubat ilçesi İsmet Karaokur Bulvarı’ndaki bir binanın alt katında yer alan züccaciye mağazasında ise bardak, tabak, tencere, kaşık, çatal ve bıçakların sergilendiği vitrin ile masaların, yerinden dahi oynamadığı görüldü.
‘NASIL OLMAMIŞ, NASIL YIKILMAMIŞ DEMEDİK’
Mağazanın sahibi Cengizhan Kabul, zelzeleye eşi ve kızı ile meskenlerinde yakalandıklarını belirterek, “Depremi meskende yaşadık. Sabaha karşı bir sarsıntı ve gürültü ile uyandık. Eşimle konuşmadan anlaştık. O benim gözüme, ben onun gözüne baktım. Birimiz bir kızımıza, başkamız öbür kızımıza gittik. Ortak bir yerde bazanın yanında dördümüz, bir yumak olduk. ‘Artık yıkılsın da bu dehşet bitsin’ dedim. Yıkılırsak, tahminen bir formda çıkartırlar bizi. Kâfi ki, ‘Bu dehşet bitsin’ diye bekledik. Şükürler olsun; kurtulduk, aşağı indik. Aşağıda her yer mahşer yeri üzere. Kimse kimseyi duymuyor, görmüyor. Eşim hekim, acil tıp uzmanı. ‘Benim çabucak hastaneye gitmem gerekli’ dedi. Bir müddet hastane bahçesinde kaldık. Bir mağazam, dükkanım olduğu lakin birinci gün akşamı aklıma geldi. Mağazama gelirken her şeyin yerle bir olduğunu göze aldım. Yalnızca camım, pencerem, camekanım yerinde dursun da rastgele bir yağma olmasın diye düşündüm. Benim tek ümidim buydu. Şükürler olsun, gelip, baktık, camekan sağlam. İçeriye girince de o anın heyecanı ve paniği ile baktık. ‘Çok şükür bir şey yokmuş’ deyip çıktık. ‘Nasıl olmamış, nasıl yıkılmamış?’ demedik. Kapattık mağazamızı gittik” dedi.
‘BEN DE SİZİN ÜZERE ŞAŞKINIM’
Mağazadaki eserlerin birçoklarının kırılabilir olduğunu anlatan Kabul, “Bana, ‘Bunu nasıl karşılıyorsun?’ diye soruyorlar. Ben de sizin üzere şaşkınım. Yorum yapamıyorum. Bu caddede en az 7-8 tane bina yıkıldı. Tahminen de daha fazlası vardır. Karşımda, sağımda-solumda, çaprazımda var; bunlar yıkılanlar. Daha ağır hasarlı olan ve yıkım buyruğu çıkanlar da var. Bu caddenin 3’te 1’i gidecek üzere görülüyor. Yıkılan binalar ile benim bulunduğum binada yer tıpkı. Sahiden de denildiği üzere sarsıntı öldürmüyor, bina öldürüyor. Bunu bir kere daha acı bir formda deneyim etmiş olduk. Benim bir tane tabağım, bardağım bile düşmemişken binlerce insan gitti. Bu binayı yapan müteahhit arkadaşa, ‘Ekstra bir şey uyguladınız mı?’ diye sordum. ‘Ekstra bir şey yok, yalnızca yapılması gerekeni yaptım. Statiğe, mimariye uygunu ne ise ne bir fazlasını koydum ne bir eksiğini koydum. Olması gerekeni koydum. Şükürler olsun, işimizi âlâ yapmışız’ diyor. Berbatları cezalandırmamız gerektiği üzere, işini âlâ yapanları hakkı ile yapanları da ödüllendirmek lazım. Yalnızca bu binanın müteahhidi özelinde değil. Kahramanmaraş’ta bunun üzere pek çok bina var. İşini layığı ile yapan pek çok müteahhit arkadaşımız var. Doğrusunu yapıp, binası aslan üzere duran arkadaşlarımız var” diye konuştu.
‘İŞİNİ HAKİKAT YAPANLARA UZAYA ÇIKMIŞ ÜZERE BAKILIYOR’
Doğru işi yapmanın ehemmiyetine dikkati çeken Kabul, “Keşke bütün mağazam yıkılsaydı da keşke bu türlü bir felaket yaşamasaydık. Kamerayı açtım, artçının toz bulutu düşmese, sarsıntı olduğunun farkında bile değilsiniz. Yalnızca 3-4 tane tabak düşmüş. Hatta eşim, ‘Melekler gelip, tuttu herhalde’ diye takılıyor. ‘Helal paraymış. Helalinden kazanmışsın’ diye çok yazıyorlar. Çok şükür helalden kazandık ancak öbür yıkılanlar haram mıydı? Haramdan mı kazanıldı bunlar? Ne acıdır ki; işini hakikat yapanlara hayretler içinde, uzaya çıkmış üzere bakılıyor. Olması gereken bu. İşimizi hakikat yaparsak, umarım bir daha bu türlü felaketlerle karşılaşmayız” dedi.
DEPREM GÜVENLİK KAMERASINDA
Kahramanmaraş’ta meydana gelen birinci sarsıntı, züccaciye mağazasının güvenlik kamerasına da yansıdı. İmgelerde; büyük sarsıntı olmasına karşın binada rastgele bir yıkım olmadığı, bardak, tabak, tencere, kaşık, çatal ve bıçak üzere eserlerin yerinden bile hareket etmediği görüldü.