Şırnak’ta yaşayan Mihriban Altürk, 8 ay evvel boşandığı erkek tarafından katledildi. Abla Taybet Üren, kardeşinin evliliği boyunca şiddete uğradığını ve tekraren şikâyetçi olduğunu belirterek ‘Artık bayanlar katledilmesin’ dedi.
Uludere’de oturan Mihriban Altürk, bu yılın başında Metin Şengil’e boşanma davası açtı. Şengil, Altürk’ü ve ailesini vefatla tehdit etti. 6 defa şikâyetçi oldu ve hakkında uzaklaştırma kararı aldırdı lakin Şengil bunları da pek çok sefer ihlal etti. Mart ayında boşanan ve ailesinin yanına yerleşen Mihriban, 21 Nisan 2022’de akşam saatlerinde kızı, oğlu ve kız kardeşi ile Yeşilova Mahallesi’nde yürüdüğü sırada Metin Şengil’in pompalı tüfekli saldırısına uğrayarak ömrünü yitirdi. Olayda 8 yaşındaki kızı da yaralandı.
Metin Şengil, “boşandığı eşi taammüden öldürmek”, “alt soya karşı hayati tehlike geçirmesine sebebiyet verecek nitelikte silahla taammüden yaralama” cürümlerinden tutuklandı. 8 Aralık’ta Şırnak’ta hakim karşısına çıkan Metin Şendil’in davası 27 Ocak’a ertelendi.
“Olaydan iki gün evvel keşif yapmış”
BirGün’den Sibel Bahçetepe’nin haberine nazaran, abla Taybet Üren, ‘Kardeşimi koruyamadılar göz nazaran göre öldü. Bu insanın en ağır cezayı almasını isterim. Geçen gün görülen davada ‘Yok eşimi seviyordum, onunla plan yapmıştım kaçacaktık, yok pompalı tüfek kemere takıldı’ üzere palavra beyanlarda bulundu. Şayet hakikaten kaçırma üzere bir niyeti olsaydı esasen gerçek kurşunla gelmezdi‘ dedi.
Olay günü kardeşinin yanında olduğunu anlatan abla Ülgen “Biz her akşam iftar sonrası yürüyüşe çıkardık. Olaydan iki gün evvel ticari taksi ile konutumuzun olduğu yere gelmiş ve keşif yapmış aslında. Planlanmış bir cinayet bu. Olay günü de otomobil ile yanımıza geldi. Otomobilden iner inmez üzerimize hakikat koştu. Ben silahı tuttum, üç el yere ateş etti. Kardeşim çocuklarını alıp kaçmaya başladı. Barut elimi yakınca ben yere düştüm, bu şahıs kardeşimin gerisinden koşarak ateş etti, hatta kardeşim yerdeyken bile ateş etti. Bu nasıl bir ezkaza öldürmektir?” diye sordu.
“Kadınların canı bu kadar bedelsiz olmamalı”
8 yaşındaki yeğeninin de çıkan saçmalardan yaralandığını söyleyen abla Üren, şöyle devam etti:
“Saçmalar hala bedeninde. O kadar derine inmiş ki tabip omuriliğine yakın olduğunu ve ameliyat yaparsa felç kalabileceğini söyledi. Kardeşim müdafaa kararı aldırdı, şikâyetlerde bulundu lakin hiçbir şey yapılmadı. Türkiye’de bu kadar bayan cinayetleri oluyor. Hangisini koruyabiliyorlar ki? Tekraren kardeşimle emniyete gittim. Kardeşim sığınma meskenine gitti. Müdafaa kararı veriyorlardı, adam her gün kapımızdaydı. Dört kez kuralları ihlal etti. Her gün kapımıza geliyordu, emniyeti arıyorduk, geliyorlardı, götürüyorlardı. Öbür gün özgür kalıyordu. Mevt tehditlerinde bulunuyordu.
En son artık kardeşim kararlıydı, babama ‘Beni o cehenneme gönderme. Ben 9 yıldır her gün dayak yiyerek başımı yastığa koyuyorum’ dedi. Son aylarda ‘artık abla benim umudum kalmadı, bu insan beni mezara götürecek’ dedi. Kardeşimin katledilmesi muhakkak planlanmış bir cinayettir. Bu insanın en ağır cezayı almasını istiyorum. Artık bayanlar katledilmesin. Bayan cinayetlerine ağırlaştırılmış müebbet bile az. Her gün bir bayan katlediliyor. Yani bir bayanın yaşamaya hakkı yok mu? Bayanların canı bu kadar bedelsiz olmamalı.”