Kurum, bölgede 1 milyon 582 bin binada hasar tespit yapıldığını, 214 bin 577 bağımsız kısmın acil yıkılacak, ağır hasarlı yahut yıkık olduğunun tespit edildiğini söyledi. Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut seferberliğinin yürütüldüğünü lisana getiren Bakan Kurum, “Fay sınırlarına uzaklıkları, deformasyon haritalarını çıkardık. Bu çerçevede yerleşimleri belirliyoruz. 405 bin afet konutunu Cumhuriyet tarihinin en büyük afet konut imal seferberliği kapsamında başlattık. Bu kapsamda 83 bin köy meskenini de vilayetlerimizde tespit etmek için çalışıyoruz. Bu çalışmaları alandaki taban etüt gruplarımızca hocalarımızla eşgüdüm içinde yapıyoruz. 21 bin afet konutumuzda da kontratları yapıp birinci kazmaları vurmuş oluyoruz” dedi. Çalışmaları yatay mimari asıllı yürüteceklerini belirten Kurum, yeni konutların yer artı üç-dört katı geçmeyeceğini tabir etti.
2 MİLYON İNANÇLI EV
Ülke genelinde toplumsal konut ve dönüşüm projelerinin de devam ettiğine dikkat çeken Kurum, “Yapımı süren kentsel dönüşüm konutlarımız 250 bin, toplumsal konutlarımız 250 bin ve Pazarcık merkezli sarsıntı sonrası yapılacak konut sayısının da 500 bin olduğunu düşündüğünüzde; yaklaşık 1 milyon yeni konuttan bahsedebiliriz. Buna ek olarak 1 milyon konut maksatlı arsa tahsislerini de düşünürsek son 1 yılda ülkemize 2 milyon yeni, sağlam ve inançlı konut kazandırmış olacağız. Maksadımız 2035’e kadar Türkiye’de dönüşüme girmemiş alan kalmamasını sağlamak” sözlerini kullandı.
YIKIMIN YÜZDE 96.69’U ESKİ BİNALARDA
Yıkılan binaların yüzde 96.69’unun 1999 yılı öncesi, yüzde 3.3’ünün sonrasında inşa edilen konutlar olduğunu belirten Bakan Kurum, tasarım ve personellik yanılgılarının da yıkıma sebebiyet verdiğini kaydetti. Kurum, “Yeni sarsıntı yönetmelikleriyle artık bunlar yapılamaz. Öncesindeki kolon-kiriş birleşimlerindeki sıklaştırmaların olmadığı, nervürlü demirlerin kullanılmadığı alanlarda ağır yıkımın yaşandığını da tespit ettik. Tekrar bodrum katlardaki pencere açımı üzere yanlış kullanımların da yıkıma sebebiyet verdiğini görüyoruz” dedi. Yeni projelerin en gerçek yere yerleşmesiyle ilgili bilim insanlarıyla çalıştıklarını belirten Kurum, “Yeni yapılacak yerlerdeki afet riskini gerek heyelan, gerek sıvılaşma, gerek faya olan aralık üzerinden tespit ediyoruz. Yıkılan alanların gerek morfolojik gerek jeolojik, jeofiziksel özelliklerini biliminsanlarımızla etüt ediyoruz. Burada arazi kullanımı noktasında mikro-bölgeleme etüt çalışmalarımızı da yapıyoruz. Bu çalışmalarla birlikte en gerçek yeri tespit ediyoruz. Rezerv alandan konut imal süreçlerini başlattık. Radye temel üzerine tünel kalıp ve ya perdeleme sistemini ağır bir biçimde kullanarak statik hesapları dikkate alarak çalışmalarımızı yürüteceğiz” dedi.