Önümüzdeki ay İstanbul’da gerçekleşecek olan 17’nci İstanbul Bienali’nin hazırlıkları tüm süratiyle devam ederken; Çanakkale ve Adıyaman’da da bugünlerde bienal heyecanı yaşanıyor.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından 17 Eylül-20 Kasım tarihleri ortasında düzenlenecek 17. İstanbul Bienali’nin hazırlıkları sürüyor. Küratörlüğünü Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh üstlendiği bienalin farklı proje ve yapıtları, bu yıl evvelki yıllardan farklı olarak bir tema ya da başlık değil, bir süreç bağlamında bir ortaya geliyor.
Kompostlaşma kavramı altında yapılan bienal, pek çok farklı organik atığın bir ortaya getirilerek çürütüldüğü doğal bir gübreleme tekniği olan kompostu, esin kaynağı olarak görüyor. İstanbul’un tarihi semtlerindeki müze ve klâsik sanat yerlerinin yanı sıra kitapçılar, sahaflar, hastaneler, kafeler ile Taksim Meydanı’nın altındaki metro tüneli dahil pek çok farklı yere yayılacak olan bienal bu yıl da fiyatsız olarak gezilebilecek.
HAYALİ BİR UYGARLIK
Adıyaman’da da bu yıl birinci kere Kommagene Bienali düzenlenecek. 20 Ağustos-20 Ekim tarihleri ortasında “Hayali Bir Uygarlık kurabilir miyiz?” sorusu ile 20’den fazla ülkeden 53 sanatkarın buluşacağı bienalin küratörlüğünü Nihat Özdal yapacak. Bienal, Nevali Çori açıklarında Kahta sonlarında bulunan bir ADA üzerinde “hayali bir uygarlık” yaratma fikri ile yola çıkıyor. Ana yeri olarak ADA’nın seçilmesi ise bir vakitler burada doğan Lucianus’a bir atıf. Sanatkarlar bienalde; ADA’nın yanı sıra Nemrut Tepesi, Kahta Kalesi, Cendere Köprüsü, Arsemia Ören Yeri, Karakuş Tümülüsü üzere yerlerde stantlar ve doğal gereçler kullanarak yapacakları yerleştirmeleri sergileyecek.
‘BİRLİKTE NASIL ÇALIŞIRIZ?’
Bu yıl 8’incisi düzenlenecek olan Çanakkale Bienali ise 1 Ekim-5 Kasım tarihleri ortasında sanatseverlerle buluşacak. Çanakkale’nin farklı yerlerinde ve Troya Müzesi’nde düzenlenecek bienal, “Birlikte nasıl çalışırız?” başlığı altında topluluk, çalışma ve birliktelik tecrübelerine odaklanacak. Türkiye’den ve dünyadan sanatkarlar ve sanat inisiyatifleri, “Birlikte nasıl üretebiliriz?”, “Birlikte nasıl yaşarız?”, “Birlikte nasıl çalışırız?” soruları üzerinden, tüm canlı ve canlı olmayan yapılar ortasındaki karmaşık münasebetlerin temaslarını, düğüm noktalarını araştırmaya davet edildi. Bienal, konukseverlik, dostluk, iş birliği, emek, sorumluluk, adalet, bağışlama, hafıza, yas, sevinç üzere farklı kavramların yanı sıra birlikte yaşama zorunluluğunun peşini bırakmayan paradoksların, imkansızlıkların, tekil baht ve ihtimallerin, birlikte hayal görmenin, yalnız başına kalabalıklar içinde yaşamanın, bir sofranın etrafında buluşmanın, tabiatın bir modülü olarak hareket etmenin farklı biçim ve usullerine bakmayı önerecek.