Isparta’nın Yalvaç ilçesinde 2,5 yıl evvel çıkan yangında Hanım (21), Tuğçe (16) ve Faruk (5) Altınbaş kardeşlerin zehirlenme sonucu vefatında ihmali olduğu öne sürülen 7 itfaiye işçisi hakkında, 25’er yıla kadar mahpus cezası istendi. Birinci duruşmada söz veren şahitler, itfaiyecilerin geç geldiğini ve merdiveni olmadığını tez etti. Sanıklar ise 3-4 dakikada olay yerine ulaştıklarını savunarak, suçlamaları reddetti.
Isparta’nın Yalvaç ilçesinde 7 Şubat 2020’de çıkan mesken yangınında Hanım, Tuğçe ve Faruk Altınbaş kardeşler, zehirlenme sonucu hayatını kaybetti. 3 kardeşin, otopsiyle karbonmonoksit zehirlenmesi ve canlı yanık sonucu öldüğü belirlendi. Yangında çocuklarını kaybeden Altınbaş ailesi, Yalvaç Belediyesi itfaiyesinin geç müdahale ettiği, merdivenli araç getirilmediği, işçinin kâfi teçhizata sahip olmadığı, oksijen tüplerinin boş olduğu ve 3 çocuğun ihmal sonucu öldüğü savı ile sorumlulardan şikayetçi oldu.
DANIŞTAY İTİRAZI REDDETTİ, İDDİANAME HAZIRLANDI
Olayla ilgili ihmallerinin bulunduğu iddiasıyla Yalvaç Belediyesi itfaiye müdürü Ahmet Murtaza Aksu, itfaiye amiri Üstün Erdoğdu, itfaiye çavuşu Hasan Gündoğan ve erler Cengiz Selver Ertuğrul, Hulusi Uyar, Parıltı Çoban ve Yılmaz Mandal hakkında soruşturma açılması istendi. Lakin itfaiye işçisinin soruşturma müsaadesi verilmesine yaptıkları itiraz nedeniyle 2 yılı aşkın mühlet iddianame hazırlanamadı. İtiraz, Danıştay 1’inci Dairesi’nce 9 Mart 2022’de reddedilince Yalvaç Cumhuriyet Başsavcılığı iddianameyi düzenledi.
İLK DEFA HAKİM KARŞISINA ÇIKTILAR
7 itfaiye işçisi hakkında ‘kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenilmesi’ suçlaması ile 10 yıldan 25 yıla kadar mahpus cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Birebir suçlama ile Yalvaç Belediye Lideri Halil Hilmi Tütüncü ve 2 memur hakkında da soruşturma müsaadesi istendi lakin İçişleri Bakanlığı müsaade vermediği için soruşturma yapılamadı. Tutuksuz yargılanan 7 itfaiye çalışanı, birinci kere hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanıklar ve avukatları ile yaşamını yitiren 3 çocuğun annesi Cemile Altınbaş, babası Süleyman Altınbaş ve avukatları katıldı.
‘İTFAİYE GEÇ GELDİ, MERDİVEN YOKTU’
Duruşmada 7 şahit dinlendi. Şahitler, itfaiyecilerin yangına 10- 15 dakika sonra müdahale ettiğini, 2 söndürme aracı, 1 su tankı olmak üzere 3 araç geldiğini, çocukların bulunduğu odada alev olmadığını, pencereden kurtarmak için orada bulunanların gayret gösterdiğini lakin itfaiye araçlarında sabit ve seyyar merdiven olmayınca ulaşılamadığını anlattı. Şahitler, daha sonra Hüyüklü Belde Belediyesi’ne ilişkin itfaiye aracının gelmesiyle merdiven temin edilerek çocukların dayısı Nuri Çoban’ın camı kırdığını, iş makinesiyle de duvarın delinmesi ile yine dayı ve bir kişinin içeri girerek çocukları kepçe ile dışarı çıkardığını belirtti.
‘YILDA 100 YANGINA MÜDAHALE EDİYORUZ, BU DA BİR EĞİTİM’
Sanıklara, dava belgesinde yer alan uzman raporunda; itfaiye işçisinin kâfi eğitimleri olmadığı, merdivenli araç sevk edilmediği, bu nedenle 3 çocuğun mevtinde ihmal olduğu kanaatinin bildirildiği hatırlatıldı. İtfaiye müdürü Ahmet Murtaza Aksu ise “Ben Ocak 2020 yılında vazifeye gelmiştim ve hazırladığım eğitim programını başkanlık makamına arz etmiştim. Ayrıyeten yılda yaklaşık 100 yangına müdahale ediyoruz. Bu da bir nevi eğitimdir” diyerek, suçlamayı reddetti.
Sanık itfaiye işçisi de savunmalarında olayda ihmallerinin olmadığını, 112’ye ihbar düşmesinden çabucak sonra harekete geçildiğini ve 3-4 dakikada olay yerine ulaştıklarını belirterek, suçlamaları reddetti ve beraat talep etti.
‘İTFAİYE ERİ, BEN İÇERİ GİREMEM, DEDİ; TÜP BOŞ ÇIKTI’
Yangında can veren 3 çocuğun dayısı Nuri Çoban, şahit olarak dinlendi. Yangın olduğu haberini alır almaz meskene koştuğunu ve yeğenlerinin bulunduğu odada alev olmadığına şahit olduğunu söyleyen Nuri Çoban, pencereye çıkarak kurtarmaya çalıştığını fakat ulaşamadığını belirtti. Çoban, tabirine şöyle devam etti:
“İtfaiye olay yerine 15- 20 dakika sonra geldi. Birinci itfaiye aracı yangına müdahale etmeye baladı. Merdiven istedik lakin merdiven olmadığını söylediler. Çabucak ardından ikinci araç gelip müdahale etmeye başladı. O bağrışmalar esnasında itfaiye çalışanı motorun suyu basmadığını söylüyordu. Bunu duydum. Daha sonra üçüncü gelen itfaiye Hüyüklü Belediyesi’ne ilişkin araçtı. Bu araçtan merdiven alarak çocukların olduğu odanın penceresine dayadılar. Birisi merdivenden üst çıktı hatta kıyafetlerini de orada giymişti. Oksijen tüpünü taktı fakat pencereye vardığında giremeyeceğini söyledi. Neden giremeyeceğini sorduğumda çok duman olduğunu söyledi. Tüpü istedim bana taktı. Çalıştırmasını istedim içinde hava yahut oksijen olmadığını söyledi. Sonra kepçenin duvarda açtığı delikten komşumuz ile içeri girdik. Dumandan göz gözü görmüyordu. El feneri istedik, o da yoktu. Komşunun el feneriyle çocukları aldık ve kepçenin kovasına koyduk. Ambulansa kadar kovada gittiler.”
ANNE VE BABA ŞİKAYETÇİ
Anne Cemile ile baba Süleyman Altınbaş, müdahil olarak katıldıkları davada çocuklarının ihmal sonucu öldüğünü, vaktinde müdahale edilmiş olsa yaşıyor olacaklarını beyan ederek, sanıkların ihmalinin bulunduğunu, sorumlulardan davacı ve şikayetçi olduklarını belirtti.
Mahkeme heyeti, şahit olarak dinlenilmek üzere tebligata karşın duruşmaya katılmayan ölen çocukların amcası Mehmet Altınbaş’ın zorla getirilmesi ve evraktaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.