Susurluk-JİTEM davası olarak bilinen, 1993-96 yıllarında ortasında 19 kişinin öldürülmesine ait, ortalarında eski bakan Mehmet Ağar’ın da bulunduğu 18 sanıklı davada, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden cinayetlerde kullanıldığı argüman edilen Uzi ve Baretta marka silahlarla ilgili beklenen yazılar belgeye girdi. Emniyetten gönderilen dokümanlar, Ertaç Tinar’ın koordine ettiği Hospro firması tarafından hibe manzarası altında gönderilen 280 Uzi marka tam otomatik silah ve özel ekipmanların, davanın sanıklarından, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin’in talimatıyla, sayım yapılmadan Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nün Antalya ve Ankara Gölbaşı’ndaki tesislerine gönderildiğini ortaya koydu. Yasa ve yönetmeliklere karşın silahlar sayım yapılmadan özel harekatçılar tarafından kullanıldı. Sonradan yapılan sayımda 10 Baretta’nın eksik olduğu görüldü. Bu Baretta marka silahlardan biri, Abdullah Çatlı’nın öldüğü Susurluk kazasında Mercedes’ten çıktı. 10 Uzi silahın da kayıp olduğundan kuşkulanıldı fakat sayım yapılamadığı ve hibe dokümanlarında sayı bulunmadığı için doğruluğu anlaşılamadı. Lakin Uziler’in, sayım yapılmadan kullanıldığı emniyetin yazılarıyla netleşti. Silahların sayım yapılmadan kullanıldığı periyotta, bir kısmı Uzi marka silahlarla Behçet Cantürk, Recep Kuzucu, Yusuf Ziya Ekinci, Savaş Buldan, Adnan Yıldırım, Hacı Karay, Fevzi Aslan, Salih Aslan ve Namık Erdoğan cinayetleri işlendi.
Zamanaşımına girme riski bulunan Susurluk-Jitem davasının görülmesine yarın Ankara’da devam edilecek.
Emniyet Genel Müdürlüğü, daha evvel, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talebi üzerine gönderdiği yazıda, cinayetlerde kullanıldığı argüman edilen Uzi ve Baretta marka silahlarla ilgili bilgi vermişti. Evraka giren geçmiş tarihli raporlarda, silahların Türkiye’ye birinci defa 22 Aralık 1993’te girdiğinin belirtilmesine karşılık Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yazısında silahların eski özel harekâtçı Korkut Eken’e 24 Haziran 1994 ‘te teslim edildiği belirtilmişti.
1994 denildi, 1993 çıktı
O dönemki yazılarda, Eken’in silahları geri teslim etmediği bilgisi de yer aldı. Silahların nerede olduğunun bilinmeyen gösterilmek istenildiği kelam konusu altı aylık devirde cinayetlerin işlendiği de saptandı.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen yazıda, 22 Eylül 1994’te 150 adet, 15 Kasım 1994’te 280 adet Uzi marka silahın teslim alındığı belirtildi.
Ancak mahkemenin, belirsizlikler nedeniyle tekrar bilgi istediği Emniyet Genel Müdürlüğü, hibe edilen silahların 1993 sonundan itibaren gönderilmeye başlandığını bildirdi.
Sayım yapılmadan istedi, kullanmaya başladı
Emniyet’ten gönderilen yeni yazılara nazaran, Susurluk mahkumu olan ve hala Susurluk-JİTEM belgesindeki cinayetlerden de yargılanan periyodun Özel Harekat Lider Vekili İbrahim Şahin, Türkiye’ye farklı tarihlerde, toplam 25 seferde fıçı ve kasalarda sokulan silahların sayılmasına müsaade vermedi. Resmi yazıyla, silahların çabucak özel harekata gönderilmesini istedi. Bir kısım silahlar özel harekatın Ankara Gölbaşı, bir kısmı ise Antalya’daki tesislerine gönderildi. 2000 tarihli eksper raporuna nazaran, Şahin ve adamları, silahları, sayım yapılmamış olmasına karşın kullanmaya başladı. Lakin silahların seri numaraları ile ilgili bilgi bulunmadığından, hangi silahın nerede kullanıldığı 29 yıldır netleştirilmedi.
Mercedes’ten çıktı
Uziler’in, sayım yapılmadan kullanıldığı emniyetin yazılarıyla netleşti. Bununla birlikte, emniyet yazıları ve eski belgeler, 10 Baretta marka silahın da kayıp olduğunu ortaya koydu. Bu silahlardan biri, Çatlı’nın öldüğü Susurluk kazasında, eski milletvekili Sedat Bucak’ın Mercedes’inden çıktı. Başka 9 silahın akıbeti bulunamadı.
Harita netleşti
Gönderilen yazılar ve 29 yıl evvel işlenmeye başlanan hatalarla ilgili belgeler, kalıp silahlarla ilgili haritayı da netleştirdi. Yazılar ve sözler, Hospro firması ismine Ertaç Tinar’ın silahlarla ilgili pazarlık yaptığını, ödemelerin Mehmet Ağar tarafından örtülü ödenekten yapıldığını, bu durumu gizlemek için Tinar’dan, “silahları hibe etmek istiyorum” yazısının alındığını ve akabinde hibe görünümü altında silah transferinin yapıldığını gösteriyor. Silahların Susurluk çetesinin eline Şahin’in, sayım yapılmadan kendilerine gönderilmesini istemesiyle geçtiği anlaşılıyor.
Yurt dışı yasakları kalktı
Daha evvel beraatle biten lakin istinaf mahkemesinin bozma kararı sonrasında yine görülmeye başlanan davada, cinayet suçlamasına ve ağırlaştırılmış müebbet istemine karşın sanıklara yönelik cezasızlık hali de sürüyor. Tutuklu yargılanmasına gerek görülmeyen sanıkların bir kısmının yurtdışına çıkış yasakları kaldırılmıştı. Duruşma öncesi eski Özel Harekatçı Ercan Ersoy’un yurtdışına çıkış yasağı da altı yıldır yasağın sürdüğü gerekçesiyle kaldırıldı.