Çanakkale Boğazı’nda Ezine ilçesine bağlı Dalyan köyü yakınında yer alan ve 2 bin 400 yıllık liman kenti olan Alexandria Troas Antik Kenti’nde, bu yılki hafriyat çalışmaları yaklaşık 30 kişilik bir grubun iştirakiyle devam ediyor. Ankara Üniversitesi Arkeoloji Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Öztepe koordinesindeki hafriyatlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün müsaadesiyle ve maddi takviyesinin yanı sıra Türk Tarih Kurumu, Ankara Üniversitesi ve İÇDAŞ A.Ş. takviyesiyle gerçekleştiriliyor. Hafriyat çalışmalarında geçen dönem bulunan bir çarşıya ilişkin kapıya emsal yaklaşık 2 bin 200 yıllık ikinci bir kapı daha bulundu.
‘Gizli yer altı galerisinin kapılarına da ulaşma ihtimali yüksek’
2’nci yüzyılın ortasına ilişkin çarşı cephesinin yaklaşık 5 yıl boyunca yapılan çalışmalarda açığa çıktığını söyleyen Hafriyat Lideri, Öztepe, “Güney ucundaki çalışmamız tamamlanınca çarşının mümkün kuzey ucunda çalışmaları yürütmeye başladık. Çalışmalar sırasında geçen yıl bir kapı bulmuştuk. Kendi içinde kapalı ancak doğu-batı doğrultusunda açık 2 kapısı vardı. Bu yıl onun çabucak daha güneyindeki bir kısmı kazdık. İklim şartları nedeniyle tamamlayamadık. Fakat şu andaki haliyle bir evvelki dönem bulduğumuz kapıyla birebir karakterde öbür bir kapı gün ışığına çıktı. Bulduğumuz kapı büyük ihtimalle Helenistik devirden M.Ö. 2’nci yüzyıl civarında tarihlendirilmesi gereken bir kapı. Tabana kadar kazdığımızda ortaya çıkacak duvar örgüsü ve tabandaki değişiklikleri tespit etmiş olacağız. Bu yaklaşık 2 bin 100- 2 bin 200 yıllık bir kapıyla karşı karşıyayız demek. Gelecek yıl bu kapının tabanına kadar ineceğiz ve burada yeni bir yer bulacağız. Tahminen çarşı yapısının en kuzeyindeki dükkanın içine girmiş olacağız. Bu bize çarşıyla ilgili bilgiler vermesi açısından çok kıymetli. Gelecek yıl yeniden daha batıdaki saklı yer altı galerisinin kapılarına da ulaşma ihtimalimiz yüksek. Sürdüreceğimiz çalışmalar ve alacağımız teknik dayanakla içindeki büyük blokları ve yığıntıları kaldırabilirsek buraya dayanılmaz bir 3 boyutluluk kazandıracak” sözlerini kullandı.
‘6-7 metre kadar dolgu kazdığımız vakitler oluyor’
Kapının bulunduğu bölgede derin sondajlar yaptıklarını vurgulan Prof. Dr. Öztepe, “Burada hayli derin dolgular kazıyoruz. Bizim 3-4 metre, yerine nazaran 6-7 metre kadar dolgu kazdığımız vakitler oluyor. Bazen buraya gelen ziyaretçilerimiz ‘Çalışmalar niçin ağır ilerliyor’, ‘Niye daha büyük alanlar açılmıyor’ üzere sorular yöneltiyorlar. 250 yıla yaklaşan arkeolojide en temel çalışma arkadaşlarımız kazma, kürek, el arabası ve insan gücüdür. Bundan vazgeçmemiz mümkün değil. Her bir bilgiyi kaçırmadan bu çalışma metoduyla devam etmek zorundayız. Bu neden yüksek dolguları kazmak bir epey vakit alıyor” diye konuştu.